Batı’dan İmam-ı Gazali’ye iade-i itibar mı?

İmam-ı Gazali’nin “el-Munkız mine’d-dalâl” adındaki otobiyografik eseri Hollandaca olarak yayınlandı. Cornelis van Lit ve Gerko Tempelman tarafından tercüme edilen ve “Saçmalıklardan kurtulma, Al-Gazali’nin otobiyografisi” başlığını taşıyan kitap, Trouw gazetesinin ‘Din ve Felsefe’ ekinde tanıtıldı. Laura Molenaar’ın haberleştirdiği kitap tanıtım yazısında kısaca Gazali’nin kim olduğu, hayatından kesitler, Gazali’de mantıksal düşünme, iade-i itibar gibi alt başlıklar yer alıyor. “Hz. Muhammed’den sonra en önemli Müslümana iade-i itibar” ara başlığı ise tanıtım yazısının en dikkat çeken ara başlığıydı. 

Tanıtım yazısına geçmeden önce İmam-ı Gazali’yi duyunca, sürekli hatırladığım, hafızamdaki şu bilgiyi kısaca tekrarlamak isterim. 

Üniversitenin birinci sınıfındayım. Sosyal bilimlere olağanüstü bir merakım var. Elime, Mayaş Yayınları (1983) arasında çıkan “İnanmış Aydının Problemleri” adlı bir kitap geçti. Kitapta modern Türk düşünce tarihine katkıda bulunan isimlerle söyleşiler yer almaktaydı. Söyleşilerin ilk sorusu ise şu şekildeydi: Hangi tarihte başladığı tartışmalı da olsa, genellikle, Gazali’den sonra İslâm düşüncesinde bir durgunluk ve içe kapanmanın ortaya çıktığı, nitekim daha sonraki devirlerde meselâ Gazali vs. çapında büyük mütefekkirlerin görülmediği biliniyor. Sizce bu durgunluk ve içe kapanmanın sebepleri nelerdir?”

Sorudan da anlaşılacağı üzere, her ne kadar tartışmalı olsa da, İslam düşüncesindeki durgunluk Gazali’ye kadar götürülüyordu. Oysa, İslam Dünyası’nda Gazali’den sonra da ilim ve düşünce insanları yetişmişti. Ancak, İslam düşünce tarihinde Gazali bambaşka bir yer teşkil ediyordu. Çünkü, Gazali’ye kadar, Erol Güngör’ün de ifade ettiği gibi, İslâm Dünyası’nda büyük fikir inkişafı gösteren yerlerde, İslâm düşünürleri farklı medeniyetlerin devamlı tesirine maruz bulunuyorlar ve karşı çıktıkları sistemlerden bile bir şeyler alıyorlardı.

Kitap tanıtım yazısına geri dönelim. Tanıtım yazısından bazı kesitler şöyle:

Ebu Hamid ibn Muhammed el-Gazali (1058-1111) tarihin en büyük düşünürlerinden biriydi. Bugün, İran sınırlarında bulunan Tus şehrinde doğdu. Hukuk eğitimi aldı. 1091’den itibaren, o zamanlar bir metropol olan Bağdat’ta dersler verdi, öğrenci yetiştirdi. Gazali, bilgi ve görüşleriyle, çok kısa bir sürede tanındı ve büyük saygı gördü.

Gazali’nin “el-Munkız mine’d-dalâl” adlı eseri entelektüel bir biyografi kitabı olup, bu kitapta klasik felsefecilerin sürekli sordukları, ‘gerçek ve kesin bilginin ne olduğu ve nasıl ulaşılabilir’ sorusuna cevap aramaktadır. Bir ortaçağ düşünürü Deskartes gibi, elde ettiği bilginin çoğunun kesin bilgi olmadığını düşünen Gazali, duyular ve akıl ile elde edilen bilginin insanı yanıltabileceği fikrine varır. Rüya halinde, mükemmel çalışan aklın, uyanınca saçmalığını düşünen Gazali, varoluşsal bir krize girer ve aylarca konuşamaz. Allah yardım eder ve Gazali’nin aklı başına gelir.   

Allah’ın yardımıyla kendine gelen, tekrar cesaretlenen ve kendine güven kazanan Gazali, hangi bilgilerin gerçek hangi bilgilerin aldatıcı olduğunu bilmek ister. Bunun için bu yönde, kendisinden önce yazılanları incelemeye başlayan Gazali, teoloji, felsefe bilimleri ile birlikte, Batıniye Mezhebi ve tasavvufa yönelir. Bir matematikçi gibi hassas çalışmaya ve düşünmeye başlayan Gazali, mantık ilminin kurucusu Aristo’dan etkilenir. Her konuyu, mantıklı gerekçelerle ele alan, eleştiren, türlü sorular soran Gazali, Batıniyelerde gördüğü ‘kusursuz imamlara’ akılsızca inanan ve taklit edenleri ikaz eder ve yanlış yolda olduklarını belirtir.

Hatırlanacağı üzere, Gazali, Avrupa’da bulanık bir üne ve itibara sahiptir. Bunun böyle olmasına, eski ve yeni oryantalistler, Salman Rusdi, Ayan Hirşi Ali ve Bertrand Russell gibi isimler yazılarıyla katkıda bulunmuşlardır. Gazali’yi, aklı reddeden, dogmatik bir düşünür olarak tanıtırken, Avrupa’da bazı İslamcı radikal gençlerin Gazali’nin düşüncelerinden etkilendikleri ileri sürülmüştür. Yeni tercüme edilen ve yayınlanan “Saçmalıklardan kurtulma” kitabıyla, mütercimler, Gazali’ye iade-i itibar sağlamışlardır.

Hollandaca yayınlanan “el-Munkız mine’d-dalâl” adlı kitapta, Gazali’nin biyografisi yanı sıra, Gazali düşüncesinin kültürel ve sosyal hayattaki etkileri yer alıyor. Gazali’nin, kendisinden sonraki İslam düşünürlerine tesiri, kendisine duyulan büyük saygı ile, Gazali’nin “Hüccetü’l-İslam” (İslam’ın kesin delili) unvanı ile anıldığı belirtilmekte.

Veyis Güngör




2 thoughts on “Batı’dan İmam-ı Gazali’ye iade-i itibar mı?

Leave a Reply to Unal özcelik Cancel reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

error: Content is protected !!
Haber her gün e-postanıza gelsin

Haber her gün e-postanıza gelsin

Yeni haberleri e-postanıza ulaştırmamız için mail adresinizi girmeniz yeterli.

You have Successfully Subscribed!

%d bloggers like this: