Hollanda’da Türk Göçmenlerinin 100 Yıllık Mutluluk Yolculuğu

Hollanda’da Türk Göçmenlerinin 100 Yıllık Mutluluk Yolculuğu1960’da başlayan Avrupa’ya ve yeni Avrupa yaşamıyla başlayan iş ve işçi göçünün bireysel mutluluğumuz üzerindeki etkileri ve tepkileri nelerdir? Neler değildir?Her zaman Kapitalizmin Neo-Liberal sistemlerine karşı olan Komünistler, Sosyalistler, PanTürkçü ve Panİslamcı akımlar, yüksek temsilcileri olarak Berlin’de, Londra’da, Paris’te ve Amsterdam’da yaşama alanı bulabilmişlerdir.1980 sonrasında değişen Türkiye ve evrensel değerler, politik yönetim şekilleri, insani, iktisadi ve geleneksel değerleri ile büyüyen ve Hollanda’ya yerleşen eğitimli Türk toplumu. Halinden memnun ve mutlu nesil Hollanda’ya 2000 yıllarına kadar aile birleşimi ile yerleşenlerin büyük bir kısmı özellikle kalifiyesiz ve eğitim düzeyi düşük olan göçmenler, Hollanda’da yaşam standartlarından ve yaşam kalitesinden hoşnutlar.Türkiye’de daha iyisini bulacaklarından emin değiller. Türkiye’de kalınsa bulmuş da olabilirler. Yaşam kuralları içinden bir süreklilik arz eden zincirin devamında kendilerini Hollanda’da bulan bir gençlik. Daha sonra yeni bir gelecek kurmak için geçen uzun yıllar.Mutluluk beklentileri toplumsal olduğu kadar bireyseldir. Hollanda’da yaşayan Türk göçmenlerinin belirli bir oranı ne yaparsan yap, ne mevki, şan ve şöhret verirsen ver, sahip olduklarından mutlu olamayacaklardır. Her zaman kendilerine karşı yetinmeyen bir toplum. Etnik Türk, Müslüman olarak sorunları temelinde arayacak ve var olan beşeri insan ilişkilerini beceremediği için Hollanda bir ömür mutsuzluk içinde yaşayacak ve kendi çevresini de mutsuz edecektir.Mutlu olmanın formülünü nasıl tanımlarsınız? “Aslında var olan ve sahip olunanla mutlu ve huzurlu olmak, daha iyisi için daha çok çalışmak ve çâlışmak”.Eğitim ve iş yaşantımızı güzel ve mutlu kılan o kadar çok neden var ki, onları görmek ve hep birlikte çevremizle uyum ve denge içinde yaşayabilmekte önemli. Uyum için Hollandaca dilini bilmek önemli. İnsan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa anlaşır. Konuşmak için tabii ki Felemenkçe dilini iyi bir düzeyde bilmek gerekir. Sadece dil bilmek zaman zaman yeterli olmuyor. Katılım toplumunda, “Participatiesamenleving” dediğimiz katılım toplumunda kabul, başarı, mevki ve yeterli derecede mutlu ve huzurlu olmanın kendine özgü kodları, şifreleri ve kültürel Avrupa değerleri vardır.Yarı yarıya ve tam anlamıyla evrimleşen ve kabuk değiştiren, uyum sağlayan veya entegre olan, hatta asimilasyona uğrayarak yeni bir Hollanda kimliğine sahip olmak, başarılı olmak insanı ne kadar mutlu eder bilemem. Bildiğim bir kesin olgu var. Ne dersek diyelim, insan varlığından itibaren her çağda, kültürde, inançta, mekânda ve aile içinde bilinmeyen (Abstract) soyut olana; mutluluk duygusunu aramış ve aramış ama bir türlü bulduğunun değerini de bilememiştir insan. Nice nice mutlu seneler dileğimle.Nejat Sucu, Almelo, 21 Kasım 2023