İnsan arıyorum!


 
Antik Yunan’ın ünlü filozoflarından “Sinoplu Diyojen”, günümüz dünyasında dolaşsa, elindeki fenerle sokaklarda dolaşan bir modern Diyojen’i görse ne düşünürdü? Günümüzde yaşadıklarımız, insanlığın iki yüzlülüğünü, çifte standartlarını, çözümsüzlüğünü ve çaresizliğini görünce “bu Dünyada insan yok” derdi sanırım. Bugünkü yazımı bu acımasız dünyada insan arıyorum olarak kaleme aldım.
 
Yukarıdaki soruya gelince, Diyojen’in feneri mizahi bir yaklaşım olsa da, günümüzde bu fener altında aradığımız şey, sadece aydınlık değil; aynı zamanda insan, evrensel haklar ve adaletidir.
 
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, insan haklarının uluslararası korunması amacıyla yapılan çabalar, 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin ilan edilmesiyle zirveye ulaştı. Ancak, bu bildirgeye rağmen dünya genelinde haksızlık ve adaletsizlik hala varlığını sürdürüyor. Özellikle eski sömürgeci ülkelerin açgözlülüğü ve güçlerini artırdıkça tanımadıkları kurallar, dünyada haksızlık ve adaletsizliği beslemeye devam ediyor. Günümüzde her gün canımızı ve vicdanımızı acıtan Israil devletinin Filistinliler üzerinde soykırımvari katliamları.
 
Diyojen’in feneri, günümüzdeki insan hakları ihlallerini, eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri aydınlatmak için yakılmalıdır. Kadınlar, azınlıklar, mülteciler ve diğer birçok kesimin yaşadığı zorluklar savaşları durdurmak içinin ışığıyla öne çıkmalıdır. Mültecilerin sınırlarda tıkılıp kaldığı, gazetecilerin haklarından mahrum bırakıldığı, aktivistlerin siyasi baskı altında olduğu bir dünyada fenerin ışığı, bu haksızlıklara bu karanlıklara karşı durmak için bir çağrı olmalıdır.
 
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 1948’de kabul edilmiş olabilir, ancak dünya genelinde hala birçok yerde (Çinin Uygur Türklerine uyguladığı soykırımı, Bosna’daki Sırp soykırımı, Yemendeki anlamsız savaş, Arap baharı denilen iç savaşlar, Irak, Suriye savaşları, Ukrayna’ya Rus savaşı ve son olarak Hamasin masumlar üzerinde başlattığı saldırı Israil’in bu saldırıyı fırsat bilerek Filistinliler üzerinde soykırımı) dünyada bilmediğimiz onca karanlık köşe ihlali vardır.

Diyojen’in feneri, günümüzde insan hakları ihlallerini, eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri aydınlatmak için yakılmalıdır. Maalesef, bu fenerin ışığı altında birçok insanın hala aydınlatılmadığı acı bir gerçek.

Devletlerin liderlerine gelince kocaman kocaman özgürlük, insan hakları, eşitlik gibi laflar ederler podyuma yada seçmeninin, taraftarının gazini almak için, ama gerçekte hiç bir şeyler yapmazlar.
 
Diyojen’in feneri aynı zamanda gelir eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik konularına da odaklanmalıdır. Dünya genelinde, bazıları lüks içinde yaşarken, diğerleri temel ihtiyaçlarından yoksun kalmaktadır. Örneğin Vatanımız Türkiye’yle ilgili BM 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nun Sıfır Açlık hedefine yönelik verilere göre; Türkiye’nin yetersiz beslenme yaygınlığı oranı yüzde 2,5. Bu veriye vatanimiz Türkiye’de nüfusumuzun yüzde 60,4 dolayında, yani 51 milyon 600 bin kişinin açlık sınırının altında yaşadığı tespit edildi. Yurdumuz Hollanda’da durum da pek içler açısı değildir. Merkezi Planlama Bürosu (CPB) ve Sosyal ve Kültürel Planlama Bürosu (SCP) acıkmalarına göre, geçen yıl Hollanda’da yaklaşık 900 bin insan yoksulluk mücadele etmek zorunda kalmıştır.
 
Dolayısıyla bu adaletsizlik, insan haklarının evrensel olma ilkesine aykırıdır ve Diyojen’in feneri, hem Anavatanımızda hem Yurdumuzda, hem de Dünyada bu uçurumu kapatmak için yakılmalıdır.
 
Gelir eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik gibi konuları ele almak, Diyojen’in fenerini insan hakları mücadelesine katkıda bulunan bir araç haline getirmeliyiz. Ben şahsen biraz hayalperestim, ama umudum yetirmeden bu fener, insanları bilinçlendirmeli, harekete geçirme ve dünya genelinde daha adil bir toplum oluşturmak için bir kılavuz olmasını istemeliyiz.
 
Ancak unutmamalıyız ki, Diyojen’in feneri bir sembol olsa da, bu sembolün gerçek anlamı ve etkisi, insanların bu ışığın altında birleşip dünyadaki tüm duyarlı insanların harekete geçmeleriyle olacaktır. İnsan hakları ve adalet arayışında, her birimiz Diyojen’in fenerini taşıyan birer ışık olmalıyız. Bu ışığı yakalayalım ve karanlığı aydınlatmak için birlikte çalışmalıyız. Sen yanmasan ben yanmasam bu karanlıklardan nasıl kurtulacağız.
 
https://www.ihd.org.tr/insan-haklari-evrensel-beyannames/
 
Siyasette Rüzgarın Yönü
22 Kasım Milletvekili Seçimine iki gün kaldı ve bu köşede bir şeyler yazmadan da olmaz.
 
Hollanda’daki Milletvekili Seçimi Filistin- Israil ve Ukrayna-Rusya savaşlarının gölgesi altında 22 Kasım gidiyoruz.

Gördüğüm kadarıyla siyasi atmosferde, maalesef adaylar oportünist hareket ve söylemler ön plana çıkmakta. Bu seçim, ülkenin geleceğini şekillendirecek önemli bir dönemeçtir ve adaylar, seçmenleri kazanmak için çeşitli stratejiler kullanmaktan çekinmemektedir.
 
Oportünist söylemler, siyasi çıkara yönelik kısa vadeli ve çoğunlukla popülist ifadeleri kullanarak insanları kandırıyorlar. Bazı adaylar, seçmen kitlesini etkilemek adına duygusal anlamlar içeren vaatlerle dikkat çekerken, diğerleri de güncel konuları istismar etmekten çekinmiyor. Örneğin Göçmenlerin sorun, ekonomik kriz, çevre sorunları ve en acı veren Filistin ve Israil savaşını kullanılması.

Hollanda’da kullanılan bir değim var “birinin ölüsü diğerinin ekmeği” (De een zijn dood is de ander zijn brood) gibi başkalarının acısından faydalanmak bir insan bir demokrat olarak utanç verici.

Önemli olan Hollanda’nın seçmenleri, oportünizmin cazibesine kapılmadan önce, adayların vaatlerini sorgulamalı ve ülkenin uzun vadeli çıkarlarını düşünmelidir.

Siyasi arenada rüzgarın yönü sıkça değişebilir, ancak seçmenlerin gerçekçi ve sürdürülebilir politikaları tercih etmeleri, ülkenin istikrarlı bir geleceğe sahip olmasına katkı sağlayacak parti ve adaylara oy vermeliyiz.

Diyojen’in fenerini burada bile takip edebilirsiniz ve adayın insan olup olmadığına ülkeye ve ülke sorunlarına kimin katkısı var ona bakarak oyunu vermelisiniz.
 
Oportünist siyasetçiye vereceğimiz cevabi yine Diyojen’e verdireceğim: “Gölge etmeyin başka ihsan istemem”
 
Saygıyla, esenlikle ve mutla secimde oyunu vermiş huzuruyla kalın




Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

error: Content is protected !!
Haber her gün e-postanıza gelsin

Haber her gün e-postanıza gelsin

Yeni haberleri e-postanıza ulaştırmamız için mail adresinizi girmeniz yeterli.

You have Successfully Subscribed!