
Hollanda’daki bir grup Türk kökenli avukat Türk Düşünce Kuruluşunu kurarak think-thank çalışmalarıyla lobileşmeye katkıda bulunmak istiyor. Amsterdam Schiphol Airport otelinin restoranında verilen iftar yemeğine Hollanda’da sayiları 600’ü bulan Türk avukatlardan bazıları katılım sağlayarak bu alanda inisiyatif almak istedikleri beyanında bulundular. Teması “yeni nesillere miras” olan iftar akşamının organizesini Eşref Yeniaşcı (avukat), Sinan Beşli (avukat) ve Mustafa Özcan (girişimci/gazeteci yazar) üstlendiler.
Mustafa Özcan açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Değerli hukukçu dostlar, kıymetli konuklarımız!
Davetimize icabet ederek bizi onurlandırmanızın mutluluğu içinde hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyor,teşrifinizden dolayı teşekkürlerimizi arz ederek, hoş geldiniz diyorum.
Ben ve arkadaşlarım, sizleri bu akşam corendon hotel yönetimi sponsorluğunda ağırlamaktan büyük bir mutluluk duymaktayız.
Maalesef aramızda fiziki olarak olamayan değerli Eşref Yeniaşçı kalben ruhen bizle lakin Türkiye’de acı bir haberden dolayı katılamadı.
Kendisi benim konuşmam sonra konuşacaktı, nasip olmadı ama benim konuşmam bitince sizlere hitaben bir ses kaydı gönderdi onu sizlerle paylaşacağım.
Değerli dostlar ben bir dert sahibiyim.
Hollanda’da 41 yılı devirmiş ikinci kuşak bir gurbetçi çocuğuyum.
Eğitimlerimi, iş hayatımı ve toplumsal sosyal tüm faaliyetlerimi burda Hollanda’da geçirdim.
Buradaki her olumsuz olay sizlerinde olduğu gibi dert ediyorum.
İlk kuşak Allah bir razı olsun devasa sorunlarla mücadele ederek bizleri okuttu bizlere o günkü sorunları yaşamayalım diye ellerinden geleni o günkü bilgi ve imkanlarla yaptılar.
Demem o durki 60 yılıdır Hollanda’da var olan biz Türkiyeli gurbetçiler, hayatın her alanında, her meslekte sizler gibi hukuk alanında etkin temsil eden, sayısız sivil toplum kuruluşumuz ve sayları beş yüz bini aşan Türkiyeli insanımız bu gücü bu etkin temsilin karşılığı etkiyi maalesef gösterememekte.
Elbette bizde eksik ler var, bir iki Stk dışında onca kuruluş toplumumuz müşterek te ortak sorunlarımızda bir araya gelemiyoruz
Tabii ki afet durumlarını ayrı tutuyorum.
Sonuçta ortak aklıkla hepimizi ilgilendiren sorun yada konularda hareket edemiyoruz.
Yurdumuz olan Devlet bizimle ilgili konuları bizsiz gündem yapıyor bizim hakkınızda karar alıyor. Yada ihtiyaç olunca günah keçisi sandalyesine bizimle konuşmadan çabucak oturtuyor.
Yukardaki veriler sayılar ve bu kadar bilgi ve birikime rağmen bizi yok sayıyorlar.
İlk kuşakları alkışlayan metedenler biraz bizdendir kaynaklı şimdi yok sayıyorlar.
Bunu kendime sorun dert ettim.
Yani karşınızda bir dert sahibi var.
Ben mustafa Özcan 12 yaşında Hollanda’ya geldim, ilkokulu Türkiye de okudum burda orta lise ve beş alanda Hbo okudum (MER ve P&O) uzun yıllar memur olarak ve kendi şirketlerimde çalıştım. bir dönem (7) sene kamu eğitmeni olarak vatanımız Türkiye’de expat olarak kamu personeli eğitimleri verdim.
Geri döndüm özel sektörde yönetici olarak devam ederken iş adamları derneğinde 4,5 yıla kadar genel sekreterlik yaptım.
Hollanda’da etkili olmadığımızı dert ettiğimizi bir kaç aynı derti sahip arkadaşla paylaştım, onlarda aynı dertten muzdarip olduklarını onlarda dert ettiklerin bildirince
Nasıl bu etkiyi sağlarız nasıl bir yol izlememiz, bu sorusuna, bu işi en iyi etkin şekilde yapmamız dedik.
Bir kaç toplantı sonrası bu akşamki proğramı organize etmeye karar verdik.
Devamında diğer meslek mensupları ilerde bir araya geleceğiz ( doktorlar, mühendisler, mimarlar Akedemisyen ve bu derdi dert eden herkesle bir araya geleceğiz.
Birazdan düşündüğümüz organizeyi değerli Sinan Beşli beyfendi anlatacak.
Atalarımızın ne güzel bir ata sözü var; “Derdini paylaşmayan derdine derman bulamazmış”.
Bu sorunu derdi bir sonraki nesile bırakmamak istiyoruz.
Bizimle Yeni nesillere ilime, bilgiye dayanan; ayakları yere basan bir miras bırakmak için bizimle bu derde dermem olmak için katılmak ister misiniz?
Sözlerimi burada sonladırıyorum tekrar hoş geldiniz.”
Türkiye’ya acilen gitmesi gerektiğinden konuşmacı olarak etkinliğe katılamayan Eşref Yeniaşçı konuşmasını ses kaydı ile davetlilere ulaştırdı. Avukat Yeniaşçı verdiği mesajlarla meslektaşlarını sorumluluk almaya davet etti ve motivasyon içeren bir konuşma yaptı.

“Doktor doktor kalksana, lambaları yaksana, atam elden gidiyor, çaresine baksana.
Uzun uzun, kavaklar dökülüyor yapraklar, biz atamıza doyamadık doysun kara topraklar.
Bu arada yüce önder atamızı anmış olduk, Allah gani gani rahmet eylesin kendisine ve silah arkadaşlarına.
Şimdi farklı bir şekilde okuyacağım; Avukat avukat kalksana, lambaları yaksana, atamız elden gidiyor çaresine baksana. Bildiğiniz üzere az önceki okuduğum 9:05 şiiri bir şekilde okumayı tercih ettim neden biliyor musunuz avukatlar olarak bize çok büyük bir görev düşüyor.
Hollanda’da şu anki büyükelçimiz Selçuk Bey. Hepinizin bilgisi üzerine söylüyorum; sadece Selçuk Bey bir elçi değildir, biz hepimiz Türk milleti olarak, vatandaş olarak bir elçiyiz. Tabii ki bu elçiliğin de bir derecesi var, avukat olarak bizim sorumluluğumuz farklı. Ağır sorumluluklarımız var ama bu sorumluluğu sadece omuzlarımızda değil, yüreğimizde de taşımaya sizleri davet ediyorum ve o yüzden buradasınız zaten. Gönül isterdi ki, daha çok arkadaşımız aramızda olsun.
Bizim her attığımız adım yabancı bir ülkede her ne kadar buralıyız desek bile mercek altına alınıyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Adliyeye gittiğimizde yaşıyoruz, Hollandalı müvekkil ile ilk tanışmamızda yaşıyoruz bu bir gerçek. Demek istediğim şu: Bizim her sözümüz her adamımız mercek altına alınıyor, bunun bilincinde olmamız lazım, lambaları yakmamız lazım. İlimle bilimle uğraşmamız lazım. Birbirimizle uğraşmak yerine, kenetlenmemiz tek yumruk olmamız lazım. Tek yumruk olmayı biz göstermedik mi? Başımıza bir deprem olayı geldi; ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Seferberlik içersinde gece gündüz çalıştık 7den 70’e hepimiz gördük bunu. Sadece Hollanda’da değil tüm dünyada büyük seferberlik vardı. Yaşamadık mı? Yaşadık! Düşündüm bundan önce seferberliği biz ne zaman yaşadık aklıma gelen tek bir olay var biliyor musunuz? Belki 99 depreminde bu kadar seferberlik yoktu hatırlıyorum, aklımın erdiği dönemlerdi. Ondan önceki dönemleri araştırdım bu kadar seferberliği kenetlenmeyi sağcısı solcusu, dindarı dinsizi herkes birbiriyle çalıştı. Bu güzel bir şey! Bir şemsiye altında bir Türk olarak büyük başarılara imza attık. Arkadaşlar bir önceki seferberliğimiz kurtuluş savaşıydı! Evet yanlış duymadınız. Sizden ricam, isteğim şudur: Bugünkü toplantı burada kalmasın, birbirimize kaynaşalım daha iyi tanışalım ve bir WhatsApp grubu oluşturalım.
Teknik kısmını sizlere meslektaşım Sinan Beşli size aktaracaktır. Biliyor musunuz bir zamanlar Hollanda hükümeti kurban bayramında kurban kesmeyi yasaklamak istiyordu, bizi kurtaran kimlerdi biliyor musunuz? Tabii ki biliyorsunuz Yahudilerdi… Bir sayı ve entelektüel olarak çoğunluktayız neden bizim bir lobimiz bir thinktank grubumuz yok? 60 yıldır buradayız, bunu kendimize sormamız lazım.
Eğer bizden sonraki nesillere bir miras bırakmak istiyorsak ciddi ciddi bunu düşünmemiz lazım. Arkadaşlar o yüzden biz buradayız o yüzden biz burada öncü olduk ve bu grubu bir araya getirdik. Başta ismimi söylemedim, ihtiyaç duymadım çünkü vereceğim mesaj ismimden daha önemli tanımayan arkadaşlar için ismim Eşref Yeniasçı. Tazminat davaları avukatıyım Eindhoven’da. Ayrıca Rotterdam Başkonsolosluğu Hukuk Danışmalığı avukatıyım. Katılımızdan dolayı hepinize teşekkür ederim.”
Avukat Sinan Beşli “Neden Türk Düşünce Kuruluşu?” konusunu ele aldı ve bir sonraki toplantı hakkında teknik bilgiler verdi:

“Hoşgeldiniz katılımınız için teşekkür ederiz amacımız hedefimiz Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenli insanların Hollanda’da sesini daha profesyonel şekilde duyuralım istedik. Hollanda’da çok sayıda Sivil toplum kuruluşları var. Bu sivil toplum kuruluşları kendi çapında başarılı olabilir ama maalesef Hollanda çapında yok sayılacak kadar çalışmaları var çoğu zaman bu kurumları ciddiye almıyorlar. Biz avukatlar olarak hakları savunmakta’yız, bizler bu konularda uzmanız bizim uzmanlık alanımız sivil toplum kuruluşlarını birlik olup sivil toplum kuruluşlarını bir araya toplayıp ve Türkiye kökenli insanların Hollanda daki sesi olabilmek . Sizi buraya davet etmekteki amacımız ilk etapta birlikte gücümüzün üzerine güç katıp hedefimizi belirmek ve konu hakkında fikir ve görüşlerinizi alıp ilk adımı atmak olsun istedik.”
Davetliler iftarın ardından çay kahve eşliğinde sohbetler eşliğinde zaman geçirdiler.
Haber.nl