“Gurbetçinin tatili sona erdi, beraberlerinde getirdikleri paranın suyu çekti ve gurbete dönüş başladı.”

Çoğu gurbetçiye ve bana göre dünyanın en güzel ülkesi Türkiye’dir. Doğasıyla, suyuyla, taşıyla toprağıyla tabii ki pırıl pırıl güzel insanlarıyla en güzel memleketidir. Her ailede olduğu gibi bu tatil esnasında bizim ailemizin içinde de hoş olmayan olaylar ve gerginlikler oldu. Kimi zaman iletişim sorunu, kimi zaman kültür farklılığı, kimi zaman da karşılıklı dengesiz hareketler nedeniyle istenmeyen olaylar yaşandı. Tabii bazen bizden kaynaklanan, bazen de buradaki şartlar ve Türkiye’de yaşayan kardeşlerimizden kaynaklanan durumlar söz konusu. Birbirimizi anlamada ortamın gerginliği (ekonomik sıkıntılar, bol Euro’yla gelen dengesiz üç beş gurbetçinin yanlış davranışlarından dolayı hoş olmayan olayların tuzu biberi oldu.

Olmasaydı iyi olurdu. Büyük ailelerde özellikle sıcak ülkelerden birinde güneşin sıcaklığı yükseldiğinde sıcak kanlı insanlarımızın hemen sinirleri geriliyor, yani hemen parlıyorlar. Bizim duygularımız davranışlarımızı yönlendiren bir şekilde değişebilir, çabuk alevleniyoruz ve çabuk sönüyoruz tipik Akdeniz insani. Hemen kızarız, hemen affederiz. Aslında çok merhametli bir milletiz, işte bu yüzden güzel bir milletiz.

Acısıyla tatlısıyla kısa günler çabucak geçti. Göçmen kuşları gibi çoğu gurbetçi dönüş yoluna geçti bile. Ben de araçla gittiğim anavatanımdan sağ salim çok şükür yaşadığım yurduma döndüm.

Elbette dönerken, vatanımızın her güzelliği gibi zorluklarını da geride bırakırken oluşan düşüncelerimizi nefis bir fincan kahve eşliğinde yaşanmışlıklarımızı sizlerle paylaşmak isterim.

Tabii ki, dönüş yolunda atalarımızın izlerini taşıyan Makedonya’da (Valandova şehri ve Pıristan ve Kalkovo köyleri) ve Sırbistan’da Niş şehrini ziyaret ettik.

Öncelikle bizi ilgilendiren her iki ülkenin, Türkiye’yi ve yaşadığımız yurdumuzun Hollanda’nın farklılıklarını yazmak istiyorum. Bu şekilde farklı şeyleri karıştırmamış oluruz.

**Hollanda Ekonomisi: İşsizlik, Enflasyon, Hayat Pahalılığı ve Siyasi Durum**

Malumunuz, ülkemiz Hollanda, gelişmiş bir ekonomiye sahip bir ülkedir. Ekonomisi büyük ölçüde dış ticarete dayalı bir ekonomidir. Bu durum, Hollanda’nın zengin ve müreffeh bir ülke olmasını sağlamıştır. Hollanda’nın ekonomisi, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’na göre 2023’de gayri safi milli hasıla bakımından dünyanın en büyük 16. Ekonomisidir, 2023 yılında kişi başına düşen gayri safi milli hasıla 42.143 ABD dolarıdır. Hollanda’da enflasyon oranı %4,6, işsizlik oranı ise yaklaşık 353 bin kişi civarındadır. Ancak COVID-19 ve Ukrayna-Rusya savaşı gibi olağandışı durumlar, dünya ekonomisini etkilemiştir. Hollanda, Avrupa ekonomisinin önde gelen ülkelerinden biri olup tarım, sanayi ürünleri, gemi inşa ve bankacılık ekonominin temel taşlarıdır. Hollanda, dünyanın en fazla ihracat yapan 10 ülkesinden biridir ve katma değeri yüksek üretim ve yenilikçilik odaklı bir ekonomi anlayışı benimsemiştir. Hollanda’da borsaya kayıtlı şirketlerin toplam değeri 2021 verilerine göre €1.407 milyardır

Elbette Hollanda’da sorunlu alanlar da bulunmaktadır. Yüksek yaşam maliyeti ve konut fiyatları, hayat pahalılığı, eğitimde eşitsizlik, sağlık sistemindeki eksiklikler, yaşlanan nüfusun bakımı, yüksek CO2 seviyesi nedeniyle hava kirliliği, Groningen eyaletindeki gaz çıkarmadan kaynaklanan depremler ve gaz kaynaklarının kapatılması gibi sorunlar öne çıkmaktadır.

Özellikle büyük şehirlerde konut sıkıntısı ve yüksek kira ücretleri, genç nüfusu ve düşük gelirli, düşük eğitimli işçileri (genellikle kendi milletimiz ve diğer etnik kökenlerden insanlar) etkilemektedir. Enflasyon genellikle kontrol altında tutulmaktadır, ancak enerji ve gıda gibi kalemlerde fiyat dalgalanmalar yaşanarak hayat pahalığını artırmaktadır.

Bu nedenle Hollanda ekonomisi, uzun yıllardan sonra daralma yaşamaktadır. Hollanda İstatistik Kurumu’na göre ilk çeyrekte %0,4 ve ikinci çeyrekte ise %0,3 daralma yaşanmıştır.

Başbakan Rutte, vatandaşların alım gücünü artırmak için elinden geleni yapacağını belirtmiştir. Bu ekonomik daralma dünya genelinde ve özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde daha etkili olmuştur. Umuyoruz ki her iki ülkenin yöneticileri aldıkları önlemlerle bu zor dönemi minimum zararla atlatır.

Hollanda’daki siyasi durum ve siyasilerin tavırlarından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Son günlerde değerli dostum Veyis Güngör’ün “Siyasette Değişim Devam Ediyor” başlıklı yazısında belirttiği gibi, Rutte IV kabinesinin düşmesiyle Hollanda siyaseti ve siyasileri de büyük değişimler geçirmiştir. Öncelikle VVD lideri ve Başbakan Mark Rutte, ardından D66 lideri ve Maliye Bakanı Sigrid Kaag, CDA lideri ve Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra’nın artık siyasette olmayacakları açıkladı. Bu değişim rüzgarı muhalefet partilerine de sıçradı. Ana muhalefet partisi İşçi Partisi (PvdA) ile Yeşiller ve Sol Partisi (GL) Kasım ayındaki seçime tek liste olarak katılacaklarını açıkladılar. Bu birleşmenin mimarları Attje Kuiken ve Jesse Klaver, liste başı adayları olmayacaklarını belirtti. 1998 yılından beri PvdA’de hizmet veren deneyimli siyasetçi Frans Timmermans, liste başı olarak öne çıkarak bu değişime yelken açtı. Küçük muhalefet partilerinden Bij1 lideri Sylvana Simons da seçimde aday olmayacağını açıkladı. DENK partisi lideri Farid Azarkan da bu değişime katılan isimler arasında yer aldı.
Elbette bu değişim tesadüfi olmamıştır. Seçmenlerin siyasilere olan güveninin ve alınan kararlara olan memnuniyetin zayıfladığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Ülkede istifa eden bir hükümet var, ancak her şey düzenli ve sakin bir şekilde devam ediyor. Bu durum, demokrasi dediğimiz yönetim sistemin gerektiği gibi işlediğini görebiliriz.

**Türkiye Ekonomisi: İşsizlik, Enflasyon, Hayat Pahalılığı ve Siyasi Durum**

Vatanımız maalesef Hollanda’ya göre karmaşık bir ekonomik yapıya sahiptir. Üniversitedeki ekonomi hocamın ifadesiyle, “ekonomi meteorolojiye benzer”; bu alanda yeterli bilginiz varsa verileri iyi okur ve yağmurun, fırtınanın, güneşin ve rüzgarın hangi yönde ve ne ölçüde etkili olacağını genellikle tahmin edebilirsiniz. Ancak bazen görünmeyen veya aniden ortaya çıkan etkenler yanıltıcı olabilir. Bu nedenle yanılgı payını hesaba katarak doğru bilgiyi sunarsınız. Islanırsınız, amma hasta olacak kadar değil. Ekonomide bu tür durumlarda zarar görme ihtimaliniz vardır ancak telafisi kolay olabilir, ama hayati hata yaparsanız hem hasta olabilir hem de iyileşme süreci uzun olabilir.

Türkiye son yıllarda ciddi sorunlarla mücadele etmekte cari açıklar, ilticalar, depremler en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. TÜİK verilerine göre; 15 yaş ve üstü kişilerde işsiz sayısı 2023 yılında 3 milyon 582 bin kişiye ulaşmıştır. Bu ve benzeri olumsuz etkenler, ekonominin zayıflamasına neden olmuş ve ayrıca siyasi yanlış kararlar işgücü piyasasını etkileyerek ülkede ekonomik istikrarsızlığın artmasına yol açmıştır.

Enflasyon, dünyada olduğu gibi gelişmekte olan Türkiye ekonomisinin de en önemli sorunlarından biridir. Fiyat artışları, özellikle enerji ve gıda gibi temel ihtiyaçlarda oldukça yüksektir.

Hayat pahalılığı da Türkiye’de her kesimi zorlayan kronik bir sorun olarak önümüze gelmektedir. Özellikle düşük gelirli kesim (asgari ücretle çalışanlar ve emekliler gibi) temel ihtiyaçları karşılamada büyük sorunlar yaşamaktadır, bu da nispeten daha iyi durumda olan biz gurbetçilerle istemeyerek tartışmalara ve gerginliklere yol açmaktadır.

Gurbetçilerimiz tatil sonunda beraberlerinde getirdikleri paranın tükenmesiyle gider ayak fiyatlara dikkat etmektedirler. Yani hayal dünyasından Türkiye’nin gerçekleriyle yüzleşmektedirler.

İnşallah alınan tedbirler ağır reçetelerle olumlu sonuçlar verir ve halkımız, hak ettikleri refahı ve sorunsuz bir şekilde yaşarlar.

Türkiye’nin ekonomisi, iç ve dış etkenler nedeniyle enflasyon konusunda zorluklar yaşamaktadır. TÜİK verilerine göre enflasyon yüzde 57,68 olarak kaydedilmiştir. ENAG verilerine göre ise yüzde 121,62 olarak açıklanmıştır. İTO’ya da göre ise yüzde 79,68 olarak gerçekleşmiştir. Buda kafa karışıklığına sebep oluyor. Ayrıca TÜİK verilerine göre işsizlik oranı 3 milyon 524 bin civarındadır, Türkiye’nin en önemli ihracat ürünleri otomotiv, hazır giyim ve tekstil, beyaz eşya, tarım ve gıda ürünleri iken en önemli ithalat ürünleri maalesef doğalgaz, petrol, otomotiv ve elektronik cihazlar gibi ürünlerdir. Türkiye’nin geçtiğimiz yılki ihracatı 54.3 milyar dolara yükselmiş; en fazla dış satım Almanya’ya 4.9 milyar dolarla gerçekleşmiş, ardından sırasıyla ABD, İtalya, Birleşik Krallık, Fransa ve Rusya izlemiştir.

Bu verileri paylaşmamın sebebi, Hollanda’ya veya gurbetçilerin yaşadıkları ve geçimlerini sağladıkları Avrupa ülkeleriyle arasındaki farkı anlamalarını sağlamaktır.

Türkiye’de giz gurbetçilerin siyaset konuşması veya yazmak oldukça gereksiz ve sorunlu bir alandır. Biz Türkiye gerçeklerini ya izlediğimiz TV programlarından yada kahvede veyahut dernek lokallerinde duyduğumuz verilerden biliyoruz onlarda zaten kendine yakın siyasi görüşe göre taraflı yani sağlıklı bilgimiz yok. Bizlerin bilgisi sadece Türkiye’ye geldiğimiz üç beş hafta tatilden biliyoruz. En iyisi bilmediğimiz konuları konuşmamak lazım.. Maalesef, Türkiye’de siyasi liderler hangi ideolojiye sahip olursa olsun, sağcı, solcu, muhafazakâr; oturdukları koltuklarından ölene kadar ayrılmak istemiyor. Hollanda’daki bir durum değişiklik Türkiye’deki siyasetçi için zor ya da imkânsız görünüyor.

Tabii ki her ülkeyi kendi kültürü, imkânları ve şartları içerisinde değerlendirmek gerekir. Biz her iki vatanimiz seviyor ve vatandaşlarımız için en iyisi olmasını isteriz.

 

**Sonuç Olarak**

Hollanda ile Türkiye’nin ekonomik durumlarını kıyasladığımızda, Türkiye’de yüksek işsizlik, enflasyon, hayat pahalılığı, yüksek israf, kamu açıkları, mülteci sorunu, teröre dayalı harcamalar ve toplumun üretim topluluğundan tüketim topluluğuna dönüşmesi gibi faktörler mevcut ekonomik dengeyi bozmaktadır. Her iki ülkede de ekonomik politikaların etkili bir şekilde yönetilmesi, istikrarın sağlanması ve vatandaşların refahının artırılması temel hedef olmalıdır. Geri kalan sözler hamaset ve gereksiz sözlerdir.

Gurbetçilerin kısa süre içinde Türkiye’ye getirdiği canlı para, sıkıntılı Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.

Hollanda’da enflasyon Temmuz 2023’te %4,6 olarak görünmekte ve asgari ücret 1.995 Euro seviyesindedir. Türkiye’de 1 Euro’nun değeri 29/30 Türk Lirasıdır. Bu da gurbetçiyi bir anda alım gücü bir konuma getirerek kendini zengin kategorisine sokmaktadır.
Gurbetçiler, bu nedenle bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendilerini şımartabilmektedirler. Bir yıl boyunca biriktirdikleri Euro’ları, 1 Euro karşılığında 29/30 Türk Lirasına bozarak Türkiye’de harcarken bazen görgüsüzlük ve edebe uymama durumları da yaşanabilmektedir. Bu da yerli vatandaşlarımızın tepkisine ve uyarılarına neden olabilmektedir.

Kimileri, vatandaşlarımızın siyasi tercihleri, kimileri Euro’nun neden olduğu savurganlık, kültürel farklılıklar veya saygısızlık gibi sebeplerle ara sıra gurbetçilere ülkenin her köşesinde yerli Türkler (kendi yakınlarımız bile) tarafından tepkiler gösterilmektedir. Elbette Türkiye’nin koşulları Hollanda ile aynı değildir. 2023 yılının ilk ayında TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon %57,68 olarak görünmektedir. ENAG verilerine göre ise bu oran %121,62 olarak açıklanmıştır. Hollanda güçlü parasıyla enflasyon oranı %4,6’dır. Bu kıyaslanamayacak farkı bir durumdur.

Ancak Türkiye de pazar, bakkal ve market gibi yerlerde halk, bu iki veriyi bir kenara bırakarak alım gücünün cepte bulunan TL ile ne kadar ürün alabildiğine bakarak gerçek enflasyonu fark edebilmektedir. Verilerin gerçekliği konusunda şüphe duyulmaktadır.

Gurbetçiler için enflasyon oranları yüksek veya düşük olması pek bir anlam ifade etmemektedir, nihayetinde bizler tatile gelmişiz ve özlem duydunuz ürünler hizmetleri gücümüz yettiği kadarıyla bazen de daha fazlasında alacağız. Gurbetçinin tabii ki Türkiye’deki kardeşlerimiz geçim sıkıntısı çeken insanlarımızın, empati yaparak davranışlarını şekillendirmesi durumunda, kimse kimseyi üzmeye veya incitmeyecektir.

Son olarak, Hollanda vatandaşı olan Türk kardeşlerime, Kasım ayındaki yapılacak olan genel seçimlere Türkiye seçimlerinde gösterdiğimiz yüksek ilgiyi burada da göstermeleri, kendi menfaatimize olacaktır. Nihayetinde, her iki ülkemiz de canımız, her ikisi de en iyiye layık olmayı hak etmektedir.

Esenlikler diler, sağlıklı kalmanızı temenni ederim.




Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

error: Content is protected !!
Haber her gün e-postanıza gelsin

Haber her gün e-postanıza gelsin

Yeni haberleri e-postanıza ulaştırmamız için mail adresinizi girmeniz yeterli.

You have Successfully Subscribed!