Küresel krizler ve gençlik

Bu hafta, (Mayıs’ın üçüncü haftası) Amsterdam’da çok önemli bir etkinlik gerçekleşiyor. “Avrupa Psikoloji İş Birliği Projesi” çerçevesinde, on üç ayrı etkinlik yapılıyor. Bu etkinlikler, üniversite ve yüksek okul temasları, psikolojik hizmet veren kurum ve kuruluşların çalışmalarını gözlem ve yerel yönetimleri ziyaretler, seminer ve çalıştay ve kültürel gezilerden oluşuyor. Psikoloji öğrencilerine yönelik proje, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ve Türkevi partnerliğinde uygulanıyor.

Program çerçevesinde organize edilen “Türkiye ve Hollanda’daki gençlerin ruh sağlığı ve psikolojik sağlamlıkları” çalıştayında, küresel krizlerin, gençlerin ruh sağlığı ve psikolojilerindeki etkileri üzerinde sunum yaptım. Bunların bazılarını maddeler halinde siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Korona sürecince eve kapanma ve gençlik

Dünyamız, geçtiğimiz yıllarda iki yıl süren bir Kovid 19 kriziyle karsı karsıya kaldı. Gençler bu süreçten olumsuz şekilde etkilendiler. Uzun süre eve kapanmak zorunda kalan çocuklar ve gençlerde korku ve depresyon sorunu ortaya çıktı. Psikologların yoğun olmaları, gençlerin randevu için uzun süre beklemeleri, bu şikayetlerin kısa zamanda ele alınmasını engellemeektedir. Psikologlar, gençlerin bu sorunları belki 60 yaşlarına kadar taşıyabileceklerini söylüyorlar. Kısa sürede müdahale edilmezse,  30 yaş üstü bir çok insanın hasta (burn-out) olarak görüleceği ileri sürülüyor.

İklim krizi korkusu ve gençler

İklim krizi, beklentilerin aksine çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyor. On ülkede, on bin genç üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre, iklim krizi, gençleri günlük yaşamda (eğitim, uyuma, oyun, yeme ve içme) %45 olumsuz şekilde etkiliyor. Gençlerin %75’i bir ‘gelecek korkusu’ yaşıyor. Bu oran Portekiz’de %81 iken, Filipinlerde %92’lere kadar yükseliyor. Gençlerin %58’i, karar vericilerin kendilerine ve gelecek nesillere ihanet ettiklerini belirtiyorlar. Araştırmaya katılan gençlerin %39’u, iklim krizi korkusu ve gelecek endişesinden dolayı, evlendiklerinde çocuk yapıp yapmamakta kararsız olduklarını düşünüyorlar.

Modernite, protestan gençlik ve dini kimlik

Günümüzde, sınır tanımayan bir tüketim, sürekli yarış, kendini başkalarına beǧendirme, olaǧanüstü bir gösteriş gibi deǧerlerin hakim olduǧu yaşam anlayışında, gençlerin iç huzuru yakalamaları imkansız hale geliyor. Buna alternatif olarak Hollanda’nın Zeist kasabasında ‘Pretotan İncil Okulu’ projesi başlatılmış. Gençlere sorumluluk almayı, farklılıklarla birlikte yaşamayı, paylaşmayı, kişilik geliştirmeyi, yoğun toplumda ayakta kalabilmeyi hedefliyor bu alternatif proje. 17 – 25 yaş grubuna yönelik bu ana mesajı kişinin kendisine yolculuk yapması. Hakim yaşam biçiminin dışına çıkmayı denemesi.

Gençlik, şahsiyet, kapitalizm ve arasat

Utrecht Hümanist Üniversitesi Felsefe ve Ahlak Bölümü öğretim üyesi filozof Joep Dolmen’in son yazdığı kitabın adı, “Birisi Olmak, Şahsiyetin Oluşumu”.

816 sayfalık kitabında Dolmen, Batı toplumlarında işlerin iyi gitmediğine inanıyor. Dolmen’e göre, geçmişte, dini ve sosyal yapılar, insanı iyi bir yaşam yoluna yönlendirirdi. Günümüzde ise bu kurumlar yerini bireysel özgürlüklere terk etti. Modern insan, bir başkasının verdiği kararlar doğrultusunda yaşamak istemiyor. Ancak, kendisi için neyin iyi olduğunu da bilmiyor. Bir ikilem, bir çıkmaz içinde, arasatta. Filozofun ana mesajı: insanın bir yaşam felsefesine sahip olması ve bu yönde şahsiyetini geliştirmesi, ilişkilerini tayin etmesi, kendisi olması, toplum içinde sınırlarını bilmesi, bu şuura sahip olmasıdır.

Çok yönlü kimlikler ve ırkçılık

İki yıl önce, Amerika başta olmak üzere Avrupa’nın bir çok merkezinde, Amerika’da bir siyahi vatandaşın sokakta öldürülmesiyle, sokaklarda protesto gösterileri gerçekleştirildi. Meydanları ve sokakları dolduranların çoğunluğu gençlerden oluştu. Bunun üzerine yapılan araştırma sonuçlarına göre, çok yönlü kimliklere sahip gençlerin, toplumda başarılı olmalarıydı. Irkçılık ve ayırımcılık tecrübesi, gençlerde kimlik şekillenmesinde belirleyici rol oynamamaktadır.

Son olarak, konuşmamda, Avrupalı Türk gençleri üzerinde durarak, gençlerin çok yönlü ve karma kimliklerinin oluşmasında, Türkistan-Endülüs-Anadolu deǧerleri, Avrupa kültür tarihi, göçmenlik tecrübesi ve Avrupa Birliği Türkiye ilişkileri ve küresel gelişemelerin etkilerine dikkat çektim.

Umarım bu ve benzer program ve projeler, Türkiye ile Avrupa’daki Türklerin dayanışmasına katkıda bulunur. TÜRGEV ve Türkevi’nin bu çalışması diğer Türk STK’larına ilham verir.




Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

error: Content is protected !!
Haber her gün e-postanıza gelsin

Haber her gün e-postanıza gelsin

Yeni haberleri e-postanıza ulaştırmamız için mail adresinizi girmeniz yeterli.

You have Successfully Subscribed!