Köşe yazıma gelen reaksiyonların ardındaki gerçekler…

Geçen hafta, ‘Hollanda Gündemi ve Bizimkiler’ konulu yazıma o kadar fazla reaksiyon geldi ki, şaşırdım kaldım. Bir taraftan telefonla arayanlar diğer taraftan WhatsApp’ten gönderilen mesajlarHer hafta, dağıtımını yaptığım yazılar sonrası, ‘kalemine sağlık’, ‘ömrün bereketlensin’ gibi reaksiyonlar gelir. Ama bu defa, tahminlerin üstünde bir geri dönüş oldu. Öyle ki, Tütüncü’den Ayrancı’ya kadar, farklı görüşe sahip kesimlerden cevaplar aldım.

Ne yazmıştım ki, böyle bir ilgi oluşmuştu. Reaksiyonların bu kadar çeşitli olması, kendi yazımı tekrar okumama sebep oldu. Üstelik, yazı Haber gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Karaman’ın, Abi baskıya gireceğiz, köşe yazını acil gönderebilir misin’ mesajı doğrultusunda, aceleyle yazılmıştı. Hatta, yazılırken televizyon da açıktı. İşte bu haleti ruhiye ile yazılan Hollanda Gündemi ve Bizimkiler’ yazısını tekrar okudum.

Yazının konusu, geçen hafta Hollanda’da cereyan eden, Türkleri ve Müslümanları yakından ilgilendiren sosyal olaylardan örnekler verilerek, Türklerin de bu süreçlerde sorumluluk üstlenmeleri, aktif olmalarıydı. Herhalde, yazının ilerleyen bölümünde yer alan Türk kuruluşlarının meşguliyetleriyle ilgili, sosyal medyadaki paylaşımları üzerine yapılan tespitler, okuyucunun harekete geçmesini sağlamıştı.

İlk gelen reaksiyon, bir STK yöneticisine ait olup, şu cümlelere yer veriyordu: “Hayırlı sabahlar, iyi laf sokmuşsun… 1,5 yıldır bir araya gelemeyenler, Büyükelçinin vedası nedeniyle toplandılar. Elçiye teşekkür gününde genel anlamda, siyasetin değişen şartları ve neler yapılması gerektiği üzerinde konuşuldu”. Hemen ardından, Rotterdam’dan bir medya mensubu dostum şöyle yazdı: “Hollanda’daki STK’lara en sert yazın olmuş, bu güne kadar yazdıklarının içinde”.  Aynı dost ile uzun bir telefon görüşmesi de yaptık.

Gelen mesajlar arasında, Abi, öyle bir adres göstermişsin ki… Ne gerek vardı, adamlar kendilerince bir ortam oluşturmuşlar, gezinip, oyalanıp duruyorlar. Onlara tavsiyelerde bulunacak makamlardakiler de, onlara çanak tutuyorlar. Börekçiyle, çerçiciyle, pastacıyla vakit geçiriyorlaryorumları yer almaktaydı. Yineİnşallah, STK’lar bu yazıyı okurlar. Sorumluluk alın diyorsun ama, bizim şu anda, alandaki aktörlerin çoğu poz vermek derdinde. Zevk sarhoşu olmuşlar” gibi yorumlar da vardı.  

Çok ilginçtir, gelen cevaplar ve yorumlar arasında kuruluşların iç kavgaları, toplanan paraların harcanması, hac organizasyonlarındaki adam kayırmalar ve torpil gibi konulara da değinenler vardı. Sosyal medyada paylaşılan o kalıplı insanlar hangi haksızlıklara göz yumuyorlardı. Ancak, bu konuları burada ele almaya ne vaktimiz var, ne de yapımız el verir. Ama, olanlardan ve yapılanlardan herkesin haberi var. Bu böyle biline

Gelen mesajlar arasında bir de, çok garibime giden iki ayrı grup fotoğrafı vardı. Birisi, bir restoran önünde, aralarında Lahey Büyükelçimizin de bulunduğu, bazı sivil toplum kuruluşları ve medya mensuplarımızın yer aldığı bir grup fotoğrafıydı. Diğeri de, bahçesi oldukça büyük olan bir villa önünde çekilen Amersfoort Fahri Konsolosumuz ve bilinen bazı kuruluşlarımızın temsilcilerinin yer aldığı bir balık partisi fotoğrafıydı. Bu iki fotoğrafı gönderenler neyi kast ettiler, ne demek istediler pek anlayamamakla birlikte acaba verilen mesaj, bizimkiler poz verme derdinler, demekten kendimi alıkoyamıyorum.

Ancak, haksızlık da yapamayız elbette. Hollanda Türk Federasyon, hükümetin düşmesiyle ilgili, Genel Başkan Murat Gedik’in açıklamalarının da yer aldığı bir değerlendirme yazısı yayınla.
Diğer taraftan, İslam Okulları Üst Kurulu ISBO adına, Ahyan Tonca da kabinenin düşmesiyle ilgili memnuniyetlerini dile getiren bir açıklama yaptı. Bütün bunlar takdir edilecek gelişmeler elbette.

Bu güzel örneklere rağmen, hem geçen haftaki yazıya gelen cevaplardan, hem de gözlemlerimden, çıkardığım anlam, Hollanda’da Türk sivil toplum kuruluşlarının, gündemi takip etme ve belirlemede zayıf kalmış olmalarıdır.

Ancak, güzel bir gelişmeyle satırlarımıza son vereyim. Bu hafta sonu 15 haziran pazar günü hükümet merkezi Lahey’de yapılan, ‘Gazze’deki soykırımı durdurun’ adlı büyük yürüyüşe 200 bini aşkın insanın katılmış olması, bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Hem de yürüyüşe, ikinci ve üçüncü nesil Türklerin yanı sıra, henüz beş, altı yaşlarında olan 4’üncü nesil Türkler bile katılmıştır.




Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

error: Content is protected !!
Haber her gün e-postanıza gelsin

Haber her gün e-postanıza gelsin

Yeni haberleri e-postanıza ulaştırmamız için mail adresinizi girmeniz yeterli.

You have Successfully Subscribed!