18 yıldır tarım ve seracılık alanında NuNu adlı Özel İstihdam Şirketiyle hizmet veren Girişimci Mustafa Duyar, 3 yıl önce aile şirketi olarak hizmete açtığı ve işletmesini çocuklarının yürüttüğü Simit Sarayı hakkında bir basın toplantısı düzenledi.
Üç yıl önce Rotterdam-Meent’te hizmete açılan Simit Sarayı’nın ikinci ve üçüncü şubesi de Amsterdam’da faaliyete geçti. Amsterdam-Arena Simit Sarayı şubesinde gerçekleşen basın toplantısında Mustafa Duyar, projelerini ve geleceğe yönelik çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.
İstanbul’un o enfes tadını insanımızın ayağına getiren Mustafa Duyar, bir kültür elçisi misyonuyla hareket ederek bu enfes tadı başta Hollandalılar olmak üzere 170 farklı kültürden oluşan insanlara tanıtmak için yoğun bir çaba sarfediyor.
Farklı bir sektöre ticari hayatına devam eden İşadamı Mustafa Duyar, “14 yıl işçi ve bölüm şefi olarak çalıştığımı sektörde artık uzmanlaşmıştık. Bu alanın A’dan Z’ye her şeyini bilir duruma gelmiştim. 1997 yılında NuNu adında Özel İstihdam Bürosunu kurarak, 12 kişilik bir çalışanla bu sektöre adım attık. Tarımsal alanda hizmet yürüten firmamız, İkinci yıl 50, üçüncü yıl 100-150 civarında insanı istihdam eder hâle gelmişti. Ve 18 yıldır da Allah’a şükürler olsun hâlâ ayaktayız. Elbette krizle birlikte inişli çıkışlı, zorlu süreçler yaşadık ama, her şeye rağmen işimizi düzgün yapmanın, dürüst ve kanaatkâr olmanın sayesinde ekmek yemeye ve elimizdekileri etrafımızla paylaşmaya çalışıyoruz.” dedi.
AMSTERDAM’DA İKİ ŞUBE
Simit Sarayı ile tanışma konusunda Mustafa Duyar şunları söyledi: “İstanbul’a sık gider geliriz. 4-5 yıl önce eşimle birlikte İstanbul’da, Simit Sarayı’nda kahvaltıdayız. Eşim, ‘Böyle bir mekânı Hollanda’da kurmanın ve çocuklarımızı işletmesini devretmenin çok iyi olacağını’ söyledi. Aklıma yattı. Zaten farklı bir girişimde bulunmak aklımızdaydı. Bu da nasip kısmetmiş. 3 yıl önce Simit Sarayı’ndan tescil ve izin aldık, 3 yıl önce de Rotterdam’ın merkezi caddelerinden bir olan Meent’teki mekânı hizmete açtık. Amsterdam – Arena’da yaklaşık bir yıl önce ikinci magazamızı hizmet açtık. Yine Amsterdam’da geçen yılın sonunda üçüncü magazamızı açıp, şimdilik zincire son noktayı koyduk.”
63 ÇEŞİT ÜRÜN YELPAZESİ
Rotterdam’dan sonra neden Amsterdam’da şube açtıkları konusunda Duyar, “170 küsur milletin bir arada yaşadığı ve bu nedenle İstanbul’a benzerliği nedeniyle ikinci magaza için Amsterdam–Arena’yı seçtik. Buradayken kendimi İstanbul’daymış gibi hissediyorum. Türkiye’nin bu damak tadını, yani Simit’i tanıtmak için böyle bir bölgenin en uygun yer olduğuna inandım.
Simit her ne kadar Türk ürünü olsa da, müşterilerinin yüzde 50’si Hollandalılardan ve diğer farklı kültür insanlarından oluşuyor. Simit Sarayı artık Hollanda’da kabul gördü. Dükkânlarımız günde ortalama 600-700 civarında insan ağırlıyor. Fiyatları diğerleriyle kıyaslayanlar bizi tercih ediyorlar. Hollandalılar artık damak tadını benimsediler. Ben markaya güveniyorum.
Bütün mamuller el değmeden hazır bir şekilde Türkiye’den Simit Sarayı garantörlüğünde gönderilmektedir. Burada işini bilen uzman eller tarafından taptaze, çıtır çıtır olarak müşteriye sunulmaktadır.
Kısa bir süre içerisinde, 63 çeşit ürün yelpazesi ve uygun fiyatıyla bölgenin en çok tercih edilen mekânlarından biri hâline geldik. Böyle bir mekan açmak isteyenler önce güvenilir olması lazım. Ardından cesaret sonra mekân ve daha sonra da sermayenizin olması gerekiyor. Simit Sarayı gibi bir markaya güveniyorum. Bu güvenle çalıştığımız için en kısa zamanda ülke genelinde bu tadı herkese ulaştıracağımıza inanıyorum. İşimiz böyle bir markayı pazarlamak açısından kolay olmakla beraber, markanın hakkını vermenin zorluğu ve sorumluluğu hayli zor. Biz de bu bilinçle hareket ediyoruz.” açıklamasında bulundu.
BURASI BİZİM DE ÜLKEMİZ
Hollanda’daki Türk toplumunu nasıl bir gelecek bekliyor, sorusuna ise Duyar şu yanıtı verdi: “Her ne kadar Hollanda’da ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor olsa da ben uzun yıllar burada kalmış, burada çalışmış, buraya büyük emek vermiş insanların geri dönmelerini arzu etmem. İşsizler ve iş bulmaları zor ise, geri dönmelerini anlayabilirim ama sırf bu krizi bahane ederek dönmelerini istemem. Aslında kriz bazen büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Biz de bu kriz döneminde 3 işletmeyi daha hizmete açtık. Türk toplumunun geleceğini de olumlu görüyorum. Yavaş olsa da, geleceğe emin ve sağlam adımlarla yürüyoruz.
Hollanda, tarihinin en zorlu dönemini yaşıyor ama bu böyle gitmez. Hollanda ticareti iyi bilen, akıllı bir ülkedir. Elbette düzelecektir. Bunun düzeltilmesine bizler de katkı sağlayacağız. Zira burası artık bizim de ülkemiz.”