Tükettiğimiz 2023’u yılı değerlendirirken, acılar, umutsuzluklar ve insanlığın en düştüğü ve soğuk bir yıl olarak tanımlayabiliriz.
2023’e veda ederken, geride bıraktığımız bu yıl yüreğimizi derinden sarsan olaylar ve önemli konularla dolu olduğunu görmek düşündürücü ve bir okadır can acıtıcı bir yıl olarak nitelendirebiliriz ve anavatanımız ve yurdumuz, seçimler, depremler ve dünya genelindeki çatışmalarla terör saldırılarıyla sarsıldı.
Dünyada vicdanlı olan ve insan olma endeksi eksilere düştü!
Ancak, bu yılın belki de en büyük gölgesi, geçmişte yaşadığımız acıların hatırlatıcısı olan pandeminin hafiflemesi oldu.
2023’ün genel atmosferine baktığımızda, dünya genelindeki pandemi mücadelesinde bir nefes alma anı yaşandı. Ancak bu sevinç, Ukrayna-Rusya savaşı ve ardından gelen Filistin-İsrail Savaşı, özellikle Hamas’ın saldırısından sonra İsrail’in bu saldırıyı fırsat bilerek soykırıma varan saldırılarıyla büyük bir insani drama sebep oldu. Binlerce masumun çoluk çocuk, kadın yaşlı demenden masum insanları katletmesi ve devam etmesi, bölgede ve dünyada siyasi gerilimleri daha da tırmandırdı.
Dünya genelindeki devletlerin bu katliama laftan başka bir şey yapmaması ya da kitapların ortasından konuşursak “göz yumması”, dünya genelinde vicdani olan hiçbir insanın bu davranışları anlayacağı, kabul edeceği bir durum değildir.
Bu acımasız olaylar, duymazdan gelmeler, görmezden gelmeler bu katliama taraftır ve ortaktır. Ayrıca bu süreç dünya genelindeki barış ve güvenlik tehdit edecek duruma gitmektedir.
Bunun adına ırkçılık denir, canilik denir, kıyım denir, soykırım denir, insanlık suçu denir.
Yurdumuz Hollanda’da 2023’ siyasi arenada soğuk rüzgarlar esmeye devam ediyor. Hollanda’da yaşanan siyasi kriz, koalisyon ortaklarının istifası ve Başbakan Mark Rutte’nin istifası, Hollanda’da da siyasi dalgalanmalara (Liderlerin birer ikişer görevlerini yeni liderlere bırakması) sebep oldu. Özellikle aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin çoğunluğu sağlaması, Hollanda’da ve Avrupa’da yükselen aşırılıkçı eğilimlere işaret ediyor.
Soğuk rüzgârlar derken Fransa’da imzalanan iklim anlaşmasından bahsi etmiyorum. Yurdumuzdaki seçilen ayrımcı parti, siyasi iklimi daha da soğutacak gibi duruyor. Umarım kurulacak sağcı koalisyon, bu soğuk rüzgârı radikalliği Dünyadaki örnekleri gibi daha soğuk estirmezler. Bu durumun, birlik ve dayanışmanın ve hepsinden önemli dünyanın neresinde olursanız olsun “Anayasanın” önemini daha da vurgulayacağımız daha sahipleneceğimiz bir yıl olacağını düşünüyorum…
Üzücü bir şekilde, 2023’ün bir diğer yara veren canımızı çok acıtan depremlerle ilgili oldu. Kahramanmaraş’ta yaşanan depremler ve sonrasında Hatay’da meydana gelen deprem, ülkemizi derinden etkiledi. Kayıpların büyüklüğü, toplumumuzun dayanışma ve yardımlaşma ihtiyacını bir kez daha hatırlattı. Yaşanan bu doğal felaketler, acıların, zorlukların üstesinden gelebilme yeteneğini, Türk toplumunun genindeki dayanışma ve yardımlaşma potansiyelini ortaya çıkardı.
Politik arenada Türkiye’de yapılan seçimler, demokratik sürecin bir parçası olarak gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri çok şükür sorunsuz gerçekleşti. Ancak, bu süreçte yaşanan gelişmeler ve sonuçlar, ülkemizin geleceği konusunda kutuplaşmayı ötekileşmeyi daha da tetikledi ve daha çok hem siyasi hem de ekonomik belirsizlikler yarattı. Hala siyasetin tansiyonu sönmemiş görünüyor, şehit cenazelerini bile seçim meydanına getirdiler.
Hem anavatanımızda hem de yurdumuzda hem de politik çalkantılar, liderlerin sorumlulukları ve söylediklerini on kere tartmaları gerektiği daha önem kazandığı zorunluluğunu bir kez daha hatırlattı.
Son olarak, 29 Ekim tarihi, Gazi Mustafa Kemal tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümüydü. Bu kutlu kuruluşu anavatanımızda hakkıyla şanıyla kutladık demek isterdim. Bu tarih, geçmişe bir saygı duruşu niteliğindeydi ve Türkiye’nin ulusal birliğini ve bağımsızlığını simgeliyordu. Maalesef Atatürk’ün adını kendi kurduğu Diyanet; Allah razı olsun, Allah rahmet eylesin bile diyemedi, demedi.
Elbette 2023’te çok yazacak konu var, Çin’deki Uygur kardeşlerimize yapılan zulümler devam ediyor, Irak’taki Türkmen kardeşlerimize yapılan zulümler devam ediyor. Bu günlerdeki kanayan yaramız Filistin katli insanlık suçu devam ediyor. Türkiye’deki fakir halk yüksek enflasyonda yaşam mücadelesi veriyor 2024’te devam edecek gibi görünüyor.
Tüm bu olaylar, 2023’ün acılar ve zorluklarla dolu bir yıl olduğunu gösteriyor. 2023’ün son günlerindeki şehit haberleri ile gelen 12 canımız bağrımızı yaktı. 2023 yılından 131 canımıza maalesef bu canlarımızı da eklemek teröre bir kez daha lanetleyerek biran evvel bitirmesini temenni ediyoruz. Ancak, bu yaşanmışlıklarla çıkarılacak derslerle, gelecek yıllarda daha sağlam bir toplum ve dünya inşa etme yolunda umutlu adımlar atabiliriz. Atmalıyız! Atmak zorundayız, çünkü bu sadece soğuk havanın devam edeceği 2024 için değil, önümüzdeki tüm yıllar için geçerlidir.
Uzun lafın kısası, huzur içinde, barış içinde, sevgiye ve saygıyla, bilhassa kendine layık görmediğin muameleyi başkasına layık görmeyin.
İyi ve güzel bir 2024 olmasını dilerim.
Saygıyla, sevgiyle, sağlıkla, mutlak barış içinde ve iyi kalın.
Previous PostGazzeyle Çanakkale’yi bağlayan nedir?
Next Post"İnsan hangi ortamdaysa, sahip olduğu değerlerin, bilginin, birikimin hakkını vermesi gerekiyor"