T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu’nda 30 Ağustos Zafer Bayramı programı dğzenlendi. Etkinliğe katılanlar bir dakika saygı duruşunun ardından birlikte istiklal marşı okudular.
Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğunda düzenlenen etkinliğe sayılı şekilde davetliler katıldı, proğrama başlamadan önce Atatürk ve silah arkadaşları için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ve ardından istiklal marşı okundu. Programda T.C. Dış İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan videoda taarruzu anlatan görüntüler sunuldu.
T.C. Rotterdam Başkonsolosu Aytaç Yılmaz konuşmasında “2 yıllık pandemi döneminden sonra, böyle özel günler vesilesiyle yeniden biraraya gelebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bugün, Anadolu’nun kalıcı yurdumuz oluşunun tescil edilmesinin 100. yıldönümünü idrak ediyor ve kutluyoruz. Herşeyden önce mutluyuz ve heyecanlıyız. Program akışından da göreceğiniz üzere, bugün Rotterdam Klasik Türk Müziği korosu da bizlerle birlikte olacak ve bu anlamlı günde Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Taarruzun Başkomutanı Ulu Önder Atatürk’ün en sevdiği eserlere de yer verdikleri bir konser icra edecekler. Bu fikri uzun zaman önce kendileriyle görüşmüştük. Bu vesileyle, koronun değerli üyelerine programımıza yaptıkları bu güzel katkı için teşekkür ediyoruz” dedi.
Başkonsolosu Aytaç Yılmaz “30 Ağustos’u neden kutluyor ve yad ediyoruz? Neden bu kadar kişi bu salonda toplandık? Nedir 30 Ağustos’u bu kadar özel kılan? Birazdan izleyeceğimiz kısa belgeselde buna ilişkin önemli bilgiler ve ipuçları edineceğiz, ancak uluslararası düzenin, devletlerarası ilişkilerin önemli değişimler geçirdiği, hala 100 yıl önceki gibi işgallerin ve zorbalıkların yaşandığı şu dönemde birkaç hususu hatırlamamız ve vurgulamamız gerekiyor. Gözümüzün önünde canlandıralım lütfen.
Anadolu toprakları Birinci Dünya Savaşından sonra işgale uğramıştı. Sürekli savaş ve yenilgilerden bitap düşmüş halkımız moralsizdi ve geleceğe olan inancını yitirmiş haldeydi. Bir kurtuluş, bir lider, karanlık tünelde bir ışık arıyordu. İşte o ışık, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le vücut buldu. Onun 1919 yılında Samsun’a çıkışıyla ilk adımı atılan Ulusal Kurtuluş Mücadelemiz, tam üç yıl sonra, yoğun mücadeleler sonucunda Büyük Taarruz ile askeri amacına ulaştı.
Ülkenin içinde bulunduğu tüm güç koşullara ve yokluklara karşın, – birazdan belgeselde izleyeceğiz – yüce milletimizin, Başkomutan Atatürk yönetimindeki kahraman ordumuzla kenetlenerek kazandığı 30 Ağustos Zaferi, yalnızca askeri bir zafer değildir. İngilizlerin “asla geçilmez” dediği Yunan savunma hattını Atatürk’ün askeri dehasıyla, milletimizin çelik yumruğuyla tarumar ettiğimiz, tarihimizin akışını ve makus talihimizi değiştiren, bir dönüm noktasından bahsediyoruz. Bu zaferle, tüm dünyada duyulan ve yankılanan önemli bir mesaj verilmiştir. Tabiri caiz ise yedi düvele, emperyalizme, Anadolu’nun, ezeli ve ebedi yurdumuz olduğu ilan edilmiştir. Bugün bayrağımızın özgürce dalgalandığı vatanımızda, tam bağımsız, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının yolu açılmıştır.
İşte tam da bu nedenle, Atatürk’ün bizlere en büyük mirası olan Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak ve onu yüceltmek, 30 Ağustos Zaferini kazanan şehit ve gazilerimize vereceğimiz en büyük armağan olacaktır. Bugün haberlerde de izlemişsinizdir. Bağdat, komşumuz Irak karışmış durumda. Suriye’nin hali zaten ortada. İşte bizi, güneyimizde kaos girdabına sürüklenmiş komşu ülkelerden ayıran fark, Atatürk’ün bu mirası ve vizyonudur. O misyon ve vizyonu önce iyi anlamalı, sonra sahiplenmeli, çalkantılı bir coğrafyada kazanımlarımızın kıymetini bilmeli, hatta onları daha da ileriye taşımalıyız. Bu yalnızca bir vazife değil, çocuklarımıza ve torunlarımıza da borcumuzdur.
Yurtdışında ve Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımız açısından da, böylesine şanlı tarihe mensup bir milletin ferdi olmaktan ne kadar gurur duyulsa azdır. Sizler, iki ülke arasındaki dostluk köprülerisiniz. Bizlerin gurur kaynağısınız. 400 yıldan uzun bir tarihi paylaşan, iki müttefik ve dost ülkenin birleştirici kolonlarısınız. Toplumumuzun kendi içindeki farklılıklarını bir zenginlik, birlik ve beraberliğini ise güç kaynağı olarak görüyoruz. Kurtuluş Savaşında yurdun, hatta Misak-ı Milli sınırlarının dışından insanlarımızın, farklı inanış, dil ve ırktan müteşekkil olarak kader birliği yaptıklarını, omuz omuza savaştıklarını unutmayalım.
Farklı olanı hemen düşman haline getirmeyelim. Birlikte yaşamanın tadını çıkaralım. Kurtuluş Savaşında cephede birlikte ter döken dedelerimizin, ninelerimizin engin feraset ve sağduyusunu taşıyalım. Hem kendi değerlerimize sahip çıkalım, hem de Hollanda’yı yaşadığımız yer olarak daha çok sahiplenelim. Ona katma değer sağlamaya devam edelim. Başkonsolosluğumuz ve Hollanda’daki diğer temsilciliklerimiz, bu yolculukta her zaman yanınızda olmayı sürdürecektir. Bundan emin olabilirsiniz.
Değerli misafirler, sözlerime burada son verirken, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yıldönümü vesilesiyle, milletimize eşsiz zaferler kazandıran, başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve şükranla anıyorum.
Bu güzel ve anlamlı günde bizlerle birlikte olduğunuz için şükranlarımı sunuyor, Zafer Bayramınızı en içten duygularla kutluyorum.” dedi.
Daha sonra ise Rotterdam Klasik Türk Müziği Korosu, Atatürk’ün sevdiği nadide eserlerden oluşan bir mini konser vererek davetliler tarafından ayakta alkışlandı.
HABER: Sedat Tapan
Amsterdam Başkonsolosu Engin ARIKAN Amsterdam Atatürk anıtına çiçek bıraktı
